Fuzuli
Beni Candan Usandırdı
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım ÅŸem'i yanmaz mı
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Åžeb-i hicran yanar cânım döker kan çeÅŸm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Gûl-i ruhsârına karÅŸu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûÅŸen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı
DeÄŸildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Beni tan eyleyen gafîl seni görgeç utanmaz mı
Fuzûlî rind-i ÅŸeydâdır hemîÅŸe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Fuzuli
Su Kasidesi (Manzum Düzenleme)​​
Saçma ey göz, gözyaşımdan gönlümdeki ateÅŸe su
Çünki bu denli tutuÅŸan ateÅŸe olmaz çâre su
Bu renk gök kubbenin rengi mi bilemem
Yoksa akan gözyaÅŸlarımın rengi mi bu su
Keskin bakışlarından gönlüm olsa parça parça
Çünki zamanla parçalar yarar taşı bile su
Korkuyla söyler gönül, ok kirpiklerinin sözünü
Ä°htiyât ile içer her kimde olsa yara su
Bahçıvan sulamak için gülÅŸeni çekmesin zahmet
Bir gül açılmaz yüzün gibi, bin güle verse su
Senin yüzüne benzer bir hat çizemez hattat
Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su
Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa ne olur
BoÅŸa deÄŸil gül temennisiyle dikene vermek su
Gam günü esirgeme hasta gönlüme bakışlarını
Sevapdır vermek karanlık gecede hastaya su
Gönül! Bir bakışınla, dindir ayrılık hasretimi
Susuzum bir kez bu sahrâda benim için ara su
Zahidler Kevseri arzular, ben senin dudağını
SarhoÅŸa ÅŸarab içmek hoÅŸ gelir ayığa su
Senin Ravzana her dem durmadan akmakta
Âşık olmuÅŸ galibâ o hoÅŸ endamlı dosta su
Toprak olup su yolunu tutsam Ravza’ndan
Çünkü rakîbimdir orası akmasın o yana su
Onun elini öpemeden ölürsem eÄŸer dostlar
Testi yapın toprağımı sunun onunla yâra su
Servi serkeşlik ederse kumrunun niyazına
Gidip ayağına vazgeçirsin yalvararak su
Ä°çmek ister bülbülün kanını meÄŸer bir hile ile
Gül budağının mizacına girip de kurtara su
Pak fıtratını aÅŸikar kılmış ehl-i âleme
Tâbi olmuÅŸ Ahmed-i Muhtâr’ın yoluna su
Ä°nsanlığın gerçek efendisi seçkin inci deryası
Onun mucizeleri kötülerin ateÅŸine döker su
Kılmak için tâze o nübüvvet gül bahçesini
Mucizendendir ki akıtılmış sert taştan su
Mucizen bir sonsuz derya imiÅŸ bu alemde
YetmiÅŸ ondan binlerce âteÅŸperst hanesine su
Hayret ile parmağın ısırır kim işitse bunu
Parmağından verdiÄŸin ÅŸiddet günü Ensâr’a su
Dostu yılan zehiri içse olur ona âb-ı hayât
DüÅŸmanı su içse yılan zehrine döner su
Değince damlası, dalgalanır bin rahmet deryası
Abdest almak için serpilince gül yanaÄŸa su
Ayağının tozuna varmak için hiç durmadan
Başını taÅŸdan taÅŸa vurup gezer âvâre su
Zerre zerre eÅŸiÄŸinin toprağına ister salmak nûr
Dönmez ol dergâhdan olsa bile paramparça su
Zikri na’tının tekrarını dermân bilir günahkâr
Kimi sarhoÅŸ ayılmak için yüzüne serper su
Yâ Habîballah yâ Hayru’l beÅŸer âşıkınım
Yanıp dudağı kurumuşlar ister bir damla su
Sensin o Mirac gecesinde keramet deryası
Feyzinin damlası yetermiş sabit ve seyyara su
GüneÅŸ çeÅŸmesinden halka halka feyz iner
Lazım olsa kabrini tazeleyen mimâra su
Korku salmış cehennem ateÅŸi yanık gönlüme
Var ümîdim ihsan bulutundan serpe o nâra su
Seni överek inciye dönmüÅŸ Fuzûlî sözleri
Nisan yaÄŸmurundan olmuÅŸ birer inci su
MahÅŸer günü gaflet uykusundan uyanıp
Gözyaşına hasret uykusuz göz dökünce su
Ümidim odur ki mahrum olmayım mahÅŸerde
Vuslat çeÅŸmesinden vere susamış bana su
Düzenleme: Osman Gerçek
Fuzuli
El Çek Ä°lacımdan Tabib
AÅŸiyan-i mürg-i dil zülf-i periÅŸanındadır
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
AÅŸk derdiyle hoÅŸem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
Çekme damen naz edip üftadelerden vehm kıl
Göklere açılmasın eller ki damanındadır
Bes ki hicranındadır hasiyyet-i kat'-i hayat
Ol hayat ehline hayranem ki hicranındadır
Ey Fuzuli ÅŸem'-veÅŸ mutlak açılmaz yanmadan
Tablar kim sünbül riÅŸte-i canındadır
Fuzuli
PeriÅŸan Halim Oldun
Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düÅŸtüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Esir-i dam-ı aÅŸkın olalı senden vefa görmem
Seni her kanda görsem ehl-i derde aÅŸina görmem
Vefa vü aÅŸinalık resmini senden reva görmem
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
DeÄŸer her dem vefasız çerh yayından bana bin ok
Kime ÅŸerh eyleyem kim mihnet ü enduh u derdim çok
Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Gözümden dembedem baÄŸrım ezip yaşım gibi gitme
Seni terk eylemezem çün ben beni sen dahi terk eyleme
Ä°gen hem zalim olma ben gibi mazlumu incitme
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Katı gönlün neden bu zulm ile bidade ragıbtır
Güzeller sen tegi olmaz cefa senden vaciptir
Senin tek nazenine nazenin iÅŸler münasiptir
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle
Yamanlıktır iÅŸin uÅŸÅŸak ile yahşı mıdır böyle
Gel Allah'ı seversen bendene cevr eyleme lutf eyle
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Fuzuli şive-i ihsanın ister bir gedayındır
Dirildikçe seg-i kuyun ölende hak-i payındır
Gerek öldür gerek ko hükm hükmün ray rayındır
Gözüm canım efendim sevdiÄŸim devletli sultanım
Fuzuli
Gazeller
Hâsılım yok ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yok reh-i aÅŸkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cisminde hevâdan gayrı
Perde çek çehreme hicran günü ey kanlu siriÅŸk
Ki gözüm görmeye ol mâhlikadan gayrı
Yetti bi-kesliÄŸim ol gayete kim çevremde
Kimse yok çizgine gird-âb-ı belâdan gayrı
Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
Komadı hiç imâret bu binadan gayrı
Bezm-i aÅŸk içre Fuzûli nice âh eylemeyem
Ne temettu' bulunur neyde sadâdab gayrı
​
​
​
Mende Mecnundan füzun aşıklık istedadı var
Aşık-ı sadık menem Mecnunun ancak adı var
Kıl tefahür kim senin hem var ben tek aşıkın
Leylanın Mecnunu Şirinin eğer Ferhadı var
Ehl-i temkinem beni benzetme ey gül bülbüle
Derde sabrı yok anın her lahza bin feryadı var
Öyle bed-halem ki ahvalim görende ÅŸad ol
Her kimin kim dehr cevrinden dil-i naşadı var
Gezme ey gönlüm kuÅŸu gafil feza-yı aÅŸkta
Kim bu sahranın güzer-gahında çok sayyadı var
Ey Fuzuli aşk men'in kılma nasihten kabul
Akıl tedbiridir ol sanma ki bir bünyadı var
​
​
​
Batalı kana ohun dîde-i giryân içre
Bir elifdür sanasan kim yazılur cân içre
Yeridür sîne-i sûzânuma külhan deseler
Anca kim yandı ohun sîne-i sûzan içre
Cânı ten içre ne sahlardum eger bilse idüm
Ki degül gizlü gam-ı lâ'l-i lebün cân içre
Ala gör ohlarını dîdelerümden ey dil
Hayfdur olmaya nâ-geh ite müjgân içre
Çâk gönlüm yarasında yaraÅŸur peykânun
Akd-i ÅŸebnem hoÅŸ olur gonca-i handân içre
Kaddüne serv demiÅŸ goncalarun ta'nından
Duramaz bâd-ı sabâ hîç gülistân içre
Ey Fuzûlî kime sûz-ı dilümi ÅŸerh edeyüm
Yoh menüm kimi yanan âteÅŸ-i hicrân içre
​
​
​
Dehenin derdüme dermân dediler cânânum
Bildiler derdümi yohdur dediler dermânun
Olsa mahbûblarun ışkı cehennem sebebi
Hûr u gılmânı kalur kendüsine Rıdvân'un
Geçdi meyhâneden il mest-i mey-i ışkun olup
Ne meleksen ki harâb etdün evin ÅŸeytânun
Urmazam sıhhat içün merhem ohun yarasına
Ä°sterem çıhmaya zevk-i elem-i peykânun
Ne bilür ohumayan Mushaf-ı hüsnün ÅŸerhin
Yere gökden ne içün indügini Kur'ân'un
Yerden ey dil göge kovmuÅŸdu siriÅŸküm melegi
Anda hem koymayacakdur oları efgânum
Ey Fuzûlî oluben garka-i girdâb-ı cünûn
Gör ne kahrın çekerem döne döne devrânun
​
​
​
​
​
​
​