top of page
AYDIN TONGA RESÄ°M SON.JPG

Aydın Tonga

Ebu Zer Nasıl Tasfiye Edildi

Yayınlanma Tarihi : 29 Eylül 2022

Yazıyı Değerlendirin
KötüFena DeğilİyiHarikaMuhteşem

Tarihe iz bırakan isim ve olaylar hiç ÅŸüphesiz bıraktıkları iz nezdinde incelenmeye ve öÄŸrenilmeye deÄŸerdir. Pek tabi olarak bu izlerin takip edilmesi bugünü doÄŸru anlama ve yarını saÄŸlıklı biçimde inÅŸa etmenin de bir ön koÅŸuludur.

​

Erken Ä°slam dönemi denildiÄŸinde de akla ilk gelen isimlerden biri Ebu Zer el-Gifari’dir. Tarihi kaynaklara göre ilk Müslümanlardan biri olan ve Peygambere yakınlığı ile bilinen Ebu Zer, ekonomi-politik dili ve duruÅŸu ile yoksuların ve ezilenlerin sesi olarak hareket etmiÅŸtir. DiÄŸer taraftan Müslümanların tevazu içerisinde servet ve zenginlikten uzak bir biçimde yaÅŸamasını salık veren Ebu Zer bu doÄŸrultuda, döneminin iktidarları ile kavgaya girmekten de çekinmemiÅŸtir. Zira o günün ÅŸartları içerisinde de, halife ve valilerin bazı icraatları tepkilere yol açmış ve baÅŸta Ebu Zer olmak üzere özellikle Halife Ali çevresindeki kimi isimler bu icraatları açıkça eleÅŸtirmiÅŸlerdir. Halife Ali demiÅŸken, yeri gelmiÅŸken ifade edelim ki, Ebu Zer yaÅŸadığı müddetçe Ali’yi desteklemiÅŸtir. Öyle ki Ebubekir Halife seçildiÄŸinde dahi, Ali lehine ilk baÅŸta ona biat etmeyen isimlerden biridir Ebu Zer.

​

Rivayetlere göre Ä°slam Peygamberi Ebu Zer için ÅŸöyle demektedir: "Gökkubbenin altında ve yeryüzünün üstünde Ebu Zer'den daha doÄŸru sözlü kimse yoktur" (Tirmizi, "Menakıb", 35; Ä°bn Mace, "Mukaddime", I) Ä°ÅŸte O Ebu Zer, ihtiyaçtan geriye kalan mal ve mülkün dağıtılmasını ve kimseye ayrıcalık tanınmamasını öÄŸütlüyor dahası Ä°slam Peygamberinin de böyle yaÅŸadığını, bu tür bir yaÅŸamı miras bıraktığını ileri sürüyordu. Aksi durumun Ä°slam inancı ile baÄŸdaÅŸmayacağını ileri süren Ebu Zer, yaÅŸantısıyla da sözlerini doÄŸruluyordu. Bununla birlikte Ebu Zer’in bu görüÅŸleri dönemin halifesi Osman baÅŸta olmak üzere, Muaviye, Ka’b el Ahbar gibi isimlerce eleÅŸtiriliyordu. Nihai olarak Ebu Zer geliÅŸen süreç içerisinde söz konusu isimlerle karşı karşıya gelmiÅŸ ve birçok konuda tartışmıştır. O tartışmalardan birkaçını birazdan aktaracağız lakin ona geçmeden önce Ebu Zer’in yaÅŸadığı dönemdeki kimi isimlerin sahip oldukları servetin boyutlarını göstermek için ÅŸu verileri sizlerle paylaÅŸmak istiyoruz: Öncelikle ÅŸunu ifade edelim ki, bahsi geçen dönemde zenginlik ölçütü olarak kabul edilen miktar asgari miktar 40-50 dirhemdir. Bu rakamın Emeviler döneminde ulaÅŸtığı tutar ise 50-90 dirhem arasında deÄŸiÅŸtiÄŸi ifade edilmektedir. Yine o döneme iliÅŸkin diÄŸer bir asgari zenginlik rakamı 200 dirhemdir. Bu noktada sadece iki ismin sahip olduÄŸu servetin tutarını aktarmak istiyoruz. Bu isimlerden ilki Halife Osman’dır. Tarihi kaynaklara göre Osman öldüÄŸünde 150 bin dinar ve 1,5 milyon dirhem nakit para bırakmıştı. Vâ- dî’l-Kurâ, Huneyn ve diÄŸer yerlerdeki çiftliklerinin fiyatı, 100. 000 (yüz bin) dînârı buluyordu. Bunun yanında 1.000 tane kölesi, sayısız at ve devesi vardı.[1]  Zübeyr b.Avvam’da dönemin meÅŸhur zenginleri arasındadır. Serveti dudak uçuklatacak cinstendir. Birlikte okuyalım: “Zübeyr b. el-Avvâm’ın çeÅŸitli ÅŸehirlerde köÅŸkleri (Medîne’de 11 ev, Basra’da 2 ev, Kûfe’de 1 ev, Mısır’da -Fustât ve Ä°skenderiye’de- 1’er ev), 1000 atı ve 10.000 kölesi vardı. Ä°bn Sa’d, Zübeyr’in hanımlarından her birine düÅŸen (sekizde bir) miras payının 275.000 dirhem olduÄŸunu ifade eder. Onun bu bıraktığı servetini, katılmış olduÄŸu savaÅŸlarda elde ettiÄŸi belirtilir. Bunun yanında 170.000 dirheme satın aldığı bir ormanı (koruluÄŸu), oÄŸlu Abdullâh 1.060.000 (bir milyon altmışbin) dirheme satmıştır. Zübeyr b. Avvâm’ın bütün serveti, Ä°bn Sa’d’ın bildirdiÄŸine göre, 35.200.000 (otuz beÅŸ milyon ikiyüz bin) dirhem idi.”[2]

​

Devam edelim.

​

Aylarca et yüzü göremeyen, aşı, pancar yaprağı, giysisi, cepsiz ve kolsuz gömlek, ekmeÄŸi, parça ve kırıntı olan yoksulların yanında, kimileri de böylesi zenginlikleri içerisinde yaÅŸamını sürdürüyordu iÅŸte. [3] Ebu Zer, tam da bu çeliÅŸkilerin ortasında korunaksızların, zayıfların, yoksulların temsilcisi gibi konuÅŸuyor; hakça dağıtımı ve adaleti talep ediyor, benzer biçimde kamu malının geliÅŸigüzel kullanılmasına itiraz ediyordu. Misal bu tartışmaların birinde Halife Osman, karşısındaki topluluÄŸa ÅŸu soruyu sorar: “Devlet baÅŸkanı bütçeden borç para alsa, onu ilgili yerlere sarf etse ve sonra geri ödese, bunda bir sakınca görülür mü?” Halife Osman’a yakın isimlerden Ka’b el- Ahbar bu soruya olumlu cevap verirken Ebu Zer, bu durumun kabul edilemeyeceÄŸini söyler ve onunla sıkı bir tartışmaya girer. Ahbar’la benzer bir tartışmada yine Halife’nin ÅŸu sorusu üzerine ortaya çıkar: “Ne dersiniz! Zengin bir kimse malının zekatını verdikten sonra fakirin bir hakkı kalır mı?” Ahbar’ın “kalmaz” cevabı üzerine Ebu Zer ona itiraz eder ve yine aralarında ÅŸiddetli bir tartışma baÅŸ gösterir. [4] Halife Osman’ın Mervan ve Haris ile önemli komisyonlara baÅŸkanlık eden Zeyd b.Sabit’e hazineden yüklü miktarlarda kredi açması da Ebu Zer için kabulü mümkün olmayan bir icraattır. Nitekim bu olay sonrasında tepkisini ÅŸöyle dile getirir: “Stokçuları elim bir azapla müjdele, altını ve gümüÅŸü biriktirip onları Allah yolunda harcamayanları elim bir azap ile muÅŸtula.”[5] Bu konuÅŸmaların Osman’a iletilmesi sonrasında halife Onu uyarır Ebu Zer bu kez yönünü halife çevirir ve ona ÅŸöyle seslenir: “Osman bana Allah’ın ayetlerini okumamı yasaklıyor. Allah’ın emrini terk edenleri ayıplamamı mı engellemek istiyor? Allah’a yemin olsun ki, kılıcın keskin tarafını boynuma dayasanız ve ben de o anda bir hakikati dile getiriyor olsam, bunu yaparım asla geri durmam”[6]

“Onun gibi doÄŸru sözlü birisini ne yer taşıdı, ne gök gölgeledi” (Ä°bn Sa’d, Zehebi).[7] Bu sözlerle Ebu Zer’i anan kiÅŸinin de Ä°slam Peygamberi olduÄŸu ifade edilmektedir. Bize göre Ebu Zer’in böylesi sözlerle anılmasına sebep olan tavrını onun mülkü ve zenginliÄŸi reddeden ve hakça yaÅŸamı savunan çizgisinde aramak gerekir. Ebu Zer bu çizgisinin dayanağı olarak da Kur’an ve Peygamberin yaÅŸamanı kanıt gösterir. Ve etrafındaki kimselere ÅŸu ayeti yüksek sesle zikreder: “Ey iman edenler, ÅŸurası bir gerçektir ki, yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin birçoÄŸu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Bir de altın ve gümüÅŸü hazineye doldurup, onları Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele!” (Tevbe, 34-35) Ebu Zer’in bu protest ve haklı tavrı zaman içerisinde iyiden iyiye kendini hissettirir ve nihai olarak Halife Osman, Ebu Zer’i Åžam’a “sürgüne” gönderir. Åžam’da da toplumsal olaylar karşısında benzer tepkiler gösteren ve Muaviye’nin yaptırdığı saray karşısında O’na: “Ey Muaviye! EÄŸer sen bu sarayı halkın parasıyla yapıyorsan, ihanettir, kul hakkıdır ve eÄŸer kendi paranla yapıyorsan israftır!” mealinde sözler sarf eden ve her platformda Muaviye’nin mülk ve varsıllar lehine izlediÄŸi politikaları eleÅŸtiren Ebu Zer kısa bir süre sonrasında oradan da tekrar Osman’ın yanına gönderilir. Bu arada belirtelim ki, Ebu Zer, Muaviye ile böyle konuÅŸurken yaşı seksene dayanmış ve belki de ömrünün son demlerini yaÅŸayan inanç ehli bir Müslümandır.

Nihai olarak Åžam’dan Medine’ye geldikten sonrada görüÅŸlerinden ve ilkelerinden taviz vermez Ebu Zer. EÅŸitsizliÄŸe karşın bölüÅŸmeyi, dayanışmayı ve hakça yaÅŸanacak bir hayatı savunur. Siyasal iktidara karşı eylemli bir hareket içerisine girmese de, bir fikir adamı ve inanan bir Müslüman olarak düÅŸüncelerini ifade etmeyi sürdürür. Gelinen süreçte Halife Osman tarafından son sürgünü olan Rebeze çölüne gönderilir ve orada türlü zorluklar içerisinde yaÅŸamanı kaybeder.

​

DeÄŸerli kalem ihsan Eliaçık Ebu Zer’le ilgili ÅŸöyle der: “Issız çöldeki yalnız mezarında görkemli yatışı aslında ne kadar çok ÅŸey anlatıyor”[8] Peki bu anlatılanları Ä°slam Dünyası duyup iÅŸitebildi mi; hiç sanmıyoruz. Zira, Rebeze yüzlerce yıldır yalnız ve Ebu Zer yüzlerce yıldır yoldaÅŸlarıyla kucaklaÅŸmayı beklemekte.

​

​

​

​

​

[1] Ramazan ALTINAY, ERKEN Ä°SLÂM TOPLUMUNDA ZENGÄ°NLER ve FAKÄ°RLER.

[2] A.g.e

[3] Câhız, “fî’l-Cidd ve’l-Hezl”, Resâil, I, 267; Cevâd Ali, VII, 575.

[4] Hasan YaÅŸaroÄŸlu, Ebuzer Hareketi.

[5] A.g.e

[6] BELAZURÄ , Ahmed b. Yahya b. Câbir (ö. 279/892), Ensâbü'l-EÄ¢râf, nÄ¢r. Süheyil Zekkâr ve dÄŸr., IXIII, Beyrut 1996.

[7] Ä°bn Sa’d, et-Tabakatü’l- Kübra, I-IVV, Beyru

[8] http://www.ihsaneliacik.com/2008/09/22/ebu-zer-issiz-colde-yalniz-mezar/

YASAL BÄ°LGÄ° VE UYARI

Sitemizde yayınlanan makale, yazı ve yorumlar, yazarın kiÅŸisel görüÅŸünü temsil eder; makalemiz.com'un resmi görüÅŸü deÄŸildir. Makale, yazı ve görsellerin kullanımından kaynaklı her türlü hukukî ve cezaî sorumluluk yazarına aittir.

Her türlü ad, görsel ve içerik hakları makalemiz.com'a aittir. Herhangi bir metin ya da bölüm sitemizin izni olmadan alınamaz. Ä°çerikler, izinsiz ve ticari olarak herhangi bir ÅŸekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, deÄŸiÅŸtirilemez ve yayınlanamaz.

 

Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Site ismi harici linklerin sorumluluÄŸunu almaz. Bu sitede yer alan reklamların yayınlanması dışında söz konusu reklam içeriÄŸi ve/veya reklam veren ile herhangi bir baÄŸlantısı, iÅŸbirliÄŸi ya da ortaklığı bulunmamaktadır. Reklam ve ilanlara konu mal ya da hizmet sunulması ile ilgili her türlü hukukî ve cezaî sorumluluk da reklam verene aittir.

makalemiz.com, yazarların gönderdiÄŸi yazıların tamamını ya da bir bölümünü yayınlayıp yayınlamamakta özgürdür.

bottom of page