top of page
AYDIN TONGA RESÄ°M SON.JPG

Aydın Tonga

Atatürk ve Din

Yayınlanma Tarihi : 18 Kasım 2022

Yazıyı Değerlendirin
KötüFena DeğilİyiHarikaMuhteşem

Mustafa Kemal Atatürk sadece kurucu önder olması ile deÄŸil gerçekleÅŸtirdiÄŸi devrimler ve yeni inÅŸa edilen devletin politik karakterine etkileri ile de tarihe adını yazdıran bir siyasetçi, komutan ve liderdir. Tam da bu nedenden dolayıdır ki Mustafa Kemal ekseninde yürüyen olumsuz tartışmaların arka planında da o devrim ve düÅŸüncelere yönelik eleÅŸtiriler bulunmaktadır. DiÄŸer bir ifadeyle Mustafa Kemal ÅŸahsında dile getirilen düÅŸünceler bir yanıyla o devrimleri de hedef almakta ve yermektedir.

​

Bütün fikirler ve o fikirleri inÅŸa eden, geliÅŸtiren ya da katkı saÄŸlayan kimseler elbette eleÅŸtirilebilir. Aksi durumda Ali Åžeriati’nin dediÄŸi gibi “putçuluk” baÅŸlar. Fakat burada eleÅŸtirinin niteliÄŸi, kıymeti ve bilimselliÄŸi önemlidir. Bu baÄŸlamda eleÅŸtiren özne muhatabına kimi zaman “düÅŸmanca” hislerle yaklaşıp, “kendi deÄŸerini” muhatabında görmediÄŸi için onu suçlu biri gibi ilan ediyorsa orada pek tabi olarak bilimsel bir eleÅŸtirinin varlığından söz edemeyiz. DiÄŸer taraftan bu tür bir eÄŸilimde, “eleÅŸtirel fikir” daha baÅŸta ölü doÄŸmuÅŸtur. Zira iletiÅŸimi mümkün kılan köprüler atıldığında konuÅŸulacak bir söz de kalmaz.

​

ATATÜRK'ÜN DÄ°NÄ° Ä°NANCI

​

Bu giriÅŸi Mustafa Kemal’in “dini inancını” sorgulayan tartışmalar baÄŸlamında yaptık. Çünkü bu tartışmalar ağırlıklı olarak yukarıda ifade ettiÄŸimiz bir eksen üzerinden konuÅŸulmaktadır. Daha açık ifade edecek olursa Mustafa Kemal’in “dini inancı” olmadığını öne süren görüÅŸler ne yazık ki bu durumu, onu toplum nezdinde hedef gösteren ya da suçlu ilan eden bir içerikle sunmaktadırlar. Hal böyle olunca ortaya çıkan görüÅŸler de tepki toplamakta ve kaygıyla izlenmektedir.

​

DiÄŸer taraftan Mustafa Kemal'in “dinsiz” olmadığını iddia eden kimi yazarlar da çok talihsiz bir biçimde aynı hataya düÅŸerek “dinsiz” olmayı adeta suçlu gören bir tonla bu yazıları kaleme almaktadır. Oysa insanın saygınlığının ölçütü bir din ya da inanca mensup olup olmaması ile ilgili deÄŸildir. Bir dine mensup olsun ya da olmasın, insanın kıymetini belirleyen ölçüt evrensel etik ilkelere baÄŸlılığıdır. EÄŸer insan adil, sorumluluk sahibi, saygı ve hoÅŸgörüye baÄŸlı, hak ve liyakatı gözeten; rüÅŸvet, yolsuzluk ve hırsızlık gibi eÄŸilimlerden uzak duran bir anlayışa sahipse, sadece bizler için deÄŸil dünya da yaÅŸayan herkes için deÄŸerli olur.  

​

DiÄŸer taraftan bir insanın dini aidiyeti çoÄŸunlukla coÄŸrafi ÅŸartlarla ilgili bir durumdur. ÖrneÄŸin Avrupa’da doÄŸmuÅŸsanız “Hıristiyan olma ihtimaliniz çok yüksektir. Zira bu kıtanın yaklaşık yüzde 80’i Hıristiyan'dır. Öte yandan Afrika ve Asya kıtasında dünyaya gelmiÅŸseniz Müslüman olma ihtimaliniz artacaktır. “ÖrneÄŸin Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Somali, Komor Cumhuriyeti, Cibuti ve Moritanya’da, yani dokuz Afrika ülkesinde Müslüman nüfusun toplam ülke nüfusu içindeki oranı yüzde 90’ı aÅŸmaktadır. Yine Komor Federal Ä°slâm Cumhuriyetinde toplam nüfusun yüzde 99’u Müslüman’dır.” Genel tabloyu ise ÅŸöyle özetleyebiliriz: “Dünyanın 120 ülkesinde Hıristiyanlar, 45 ülkesinde Müslümanlar ve 9 ülkesinde Budistler o ülke nüfusunun çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturmaktadır.”[1] Bu verilerde de gözüktüÄŸü üzere insanlar iradi kararlarla deÄŸil, tabiri caizse “tesadüfi” ÅŸartlarla bir inanca mensup olmaktadır. Tıpkı Norveç’te dünyaya geldiÄŸinizde “dinsiz” olmanızın yüksek bir ihtimal olması gibi. Çünkü bu ülkede “bir tanrıya inanıyorum” diyenlerin oranı bile yüzde 20’ler düzeyindedir.[2]

​

ATATÜRK'ÜN BÄ°R DÄ°NE MENSUP OLUP OLMAMASI TARTIÅžMA KONUSU DEĞİL

​

Mustafa Kemal örneÄŸi ile devam edersek, tekrar etmek pahasına ÅŸunu söyleyelim ki; O’nun bir dine mensup olup olmaması, yergi ya da övgü üzerinden deÄŸerlendirilecek ya da bu çerçeve içerisinde tartışılacak bir konu deÄŸildir. EÄŸer mesele böylesi bir “sığlık” üzerinden ele alınacak olursa, tartışılacak özne de zaten Mustafa Kemal deÄŸil, “din mensubiyetinin varlığı” olacaktır.  Yukarıda da deÄŸindiÄŸimiz üzere böylesi bir perspektif ile Mustafa Kemal’in “din inancına” yaklaÅŸmak kabul edilemez bir durum olduÄŸu gibi, O’nun laiklik, aydınlanma ve cumhuriyet ile ilgili fikirleriyle de baÄŸdaÅŸmaz.

​

Hepimizin bildiÄŸi üzere Mustafa Kemal Atatürk, saltanat rejimi ile yönetilen ve dini karakteri yoÄŸun olan bir rejim yerine halkın yönetimini esas alan ve bütün inançlara eÅŸit mesafede durmayı yeÄŸleyen bir devleti tercih etmiÅŸ, dahası onun kuruluÅŸu için savaÅŸmıştır.  Bu kapsamda öncelikli olarak Cumhuriyet kurulmuÅŸ akabinde ise yeni Cumhuriyete uygun deÄŸiÅŸiklikler hayata geçirilmiÅŸtir. Saltanatın, Åžer’i Mahkemelerin, Åžer’iye ve Evkaf Vekalaeti’nin kaldırılması bununla birlikte, laikliÄŸin kabul edilmesi, eÄŸitim ve öÄŸretimin buna uygun bir müfredatla donatılması, kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması bu deÄŸiÅŸikliklerden sadece bir kaçıdır.[3] Çok tabi olarak bu deÄŸiÅŸim sürecinin sancıları, eksiklikleri ya da uygulamada ortaya çıkan sorunları olmuÅŸ olabilir. Fakat bu durum Cumhuriyetin önemini azaltmadığı gibi Mustafa Kemal’in dine dair bakış açısındaki kıymetin varlığına da bir halel getirmez.

​

Bakın daha geçtiÄŸimiz aylarda “din adına” hareket ettiÄŸini söyleyen bir örgüt tarafından kanlı bir darbe giriÅŸimi gerçekleÅŸtirildi. Çok daha kötüsü OrtadoÄŸu bölgesinin bu halde olmasına neden olan faktörlerden biri de ilgili ülkelerin “laiklikten” uzak kalması ve meÅŸruiyetlerini “dine” yaslama anlayışları ile ilgilidir. Benzer biçimde hunharca cinayet iÅŸleyen ve kadınları pazarlarda cariye olarak satan örgütler de bu eylemliliklerini “din adına” yapabiliyorlar. Ä°ÅŸte Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’yi böyle bir karanlıktan uzak tutmaya çalışmış; “din adına” hayata geçirilmeye çalışılan zorbalıkların önüne, akılla, bilimle ve bu eksende ortaya konulan fikirlerle çıkmıştır.

​

LAÄ°KLÄ°K Ä°LKESÄ°NÄ° ANAYASAL BÄ°R Ä°LKE OLARAK KABUL ETMÄ°ÅžTÄ°R

​

Mustafa Kemal’in “dini inancı” kiÅŸisel bir merak ya da bilimsel bir makale disiplini içerisinde elbet konuÅŸulabilir. Fakat burada gözden kaçırılmaması gereken husus O’nun düÅŸüncelerinin ÅŸahsi, yaÅŸadığı dönemdeki mevcut durumun ise toplumsal olarak incelenmesi gerektiÄŸi meselesidir. Bir baÅŸka ifadeyle Mustafa Kemal bir dine mensup deÄŸilse bile bu düÅŸüncesini cebir ve ÅŸiddetle kimseye dayatmamış, aksine, laiklik ilkesini anayasal bir ilke olarak kabul etmiÅŸ ve bu ilke aynı zamanda anayasanın deÄŸiÅŸmez maddeleri arasına eklenmesini saÄŸlamıştır. Böylelikle de din ve inanç hürriyeti güvence altına alınarak, devleti teokratik bir yönetimle deÄŸiÅŸtirmek isteyen eli kanlı baÄŸnaz örgütlerin önüne geçilmiÅŸtir. Bakın böyle bir devlet kurulduÄŸunda sadece bir dine mensup olmayanlar deÄŸil egemen din/inanç anlayışına dahil olmayanlar da tehlikeli sayılacak belki de sürgünle, hapisle ve hatta ölümle burun buruna geleceklerdir. Tarih ve bugün de sözünü ettiÄŸimiz bu vahÅŸetin ibretlik örnekleri ile doludur.

​

Nihai olarak ÅŸunu ifadelim ki; Mustafa Kemal’in din ile ilgili görüÅŸleri sadece ilgili konuya dair bir literatür taraması olabilir. Yoksa “misyoner” bir edayla Atatürk’ün din anlayışını ele almak çok sorunlu bir sonuç ortaya çıkaracaktır. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk uyguladığı politikalarla, baÄŸnazların ve ÅŸiddete dayalı dini örgütlerin elinden “din silahını” almış ve memleketimizi eli kanlı örgütlerin savaÅŸ vereceÄŸi bir ülke olmaktan çıkarmıştır. Sadece bu durum bile, Mustafa Kemal’in saygınlığını teslim etmeye yetecektir. Üstelik “vicdan” sahibi “herkes” bu teslimi yapacaktır. Zira ne kadar tahribata uÄŸrasa da, tek bir kesim deÄŸil bütün bir toplum, “laiklik” sayesinde huzur içerisinde yaÅŸamaktadır.

YASAL BÄ°LGÄ° VE UYARI

Sitemizde yayınlanan makale, yazı ve yorumlar, yazarın kiÅŸisel görüÅŸünü temsil eder; makalemiz.com'un resmi görüÅŸü deÄŸildir. Makale, yazı ve görsellerin kullanımından kaynaklı her türlü hukukî ve cezaî sorumluluk yazarına aittir.

Her türlü ad, görsel ve içerik hakları makalemiz.com'a aittir. Herhangi bir metin ya da bölüm sitemizin izni olmadan alınamaz. Ä°çerikler, izinsiz ve ticari olarak herhangi bir ÅŸekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, deÄŸiÅŸtirilemez ve yayınlanamaz.

 

Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Site ismi harici linklerin sorumluluÄŸunu almaz. Bu sitede yer alan reklamların yayınlanması dışında söz konusu reklam içeriÄŸi ve/veya reklam veren ile herhangi bir baÄŸlantısı, iÅŸbirliÄŸi ya da ortaklığı bulunmamaktadır. Reklam ve ilanlara konu mal ya da hizmet sunulması ile ilgili her türlü hukukî ve cezaî sorumluluk da reklam verene aittir.

makalemiz.com, yazarların gönderdiÄŸi yazıların tamamını ya da bir bölümünü yayınlayıp yayınlamamakta özgürdür.

bottom of page